tag:blogger.com,1999:blog-6702139762829966879.post7408261757443406989..comments2009-12-30T05:14:42.806-08:00Comments on heryerde olmaya çalışan aslında hiçbiryerdedir...: evrenin yardım çağrısıbencuhttp://www.blogger.com/profile/18219360489283477216noreply@blogger.comBlogger1125tag:blogger.com,1999:blog-6702139762829966879.post-40249757573273776762009-11-24T07:26:38.882-08:002009-11-24T07:26:38.882-08:00Evrenin, yardıma ihtiyacı olan ile yardımı verebil...Evrenin, yardıma ihtiyacı olan ile yardımı verebilecek kaynaklara sahip kişileri buluşturuyor olduğu düşüncesi beni de heyecandırıyor, güven veriyor, rahatlatıyor. Bu şekilde düşünmeyi, bahsettiğin gibi, "kaderci veya ilahi" bir bakış açısı olarak değerlendirebiliriz. Biraz daha düşününce bunun beni kimi zaman fazlaca rahatlatlığa, rehavete götürebileceğini hissettim. Hatta kimi insan için "o beni nasılsa bulacak, evren beni kurtaracak" inancını beraberinde getiriyor, belki biraz da tembelliği fiştekliyor olabilir. Dolayısıyla bu düşünceye sanki bir boyut daha eklemek gerekir gibi hissettim. Bence ikiliyi (yardım eden ve alan) bir araya getiren, ismini koymakta güçlük çekip "güç" veya "evrenin çağrısı" diye adlandırdığımız kaynağı içimizde de arayabiliriz. Yani ister yardıma ihtiyacı olan, ister yardım edecek kişi pozisyonunda olalım; kendimizle ve çevremizde gerçek bir temas kurabildiğimiz ve ihtiyaçlarımızı ve kaynaklarımızı sağlıklı bir şekilde tanımladığımız ve onlarla yüzleştiğimiz zaman kendimizi doğru yerde, doğru kişinin karşısında bulacağımıza inanıyorum. Yani nerede yardım bulacağımıza veya nerede faydalı olabileceğimize dair bir içgörü oluşur ve bu bizi harekeye geçirir, hedefe ulaştırır. Böyle düşündüğümüzde durum, kadercilikten "self-determinism"e doğru kayıyıor. Böylelikle kendi yönümüzü belirleme gücümüzü de işe katmış oluyoruz. Birbirinin zıttı gibi gözüken bu iki kavramın birbirine bu kadar yakın olması, zaman zaman iç içe girmesi, hatta incecik bir çizgiyle ayrılıyor olması çok ilginç ve çok gerçek. Sert çizgilerimizi, net yargılarımızı yumuşatmak; "siyah-beyaz"dansa grilere yer açabilmemiz için bir sebep daha... :)Unknownhttps://www.blogger.com/profile/00051179340736470376noreply@blogger.com