4 Ocak 2010 Pazartesi

kendimizi affetmeliyiz, ama suya sabuna dokunarak:)

geriye doğru baktığımda eskilerde kalmış hatalar görüyorum zaman zaman. öyle çok büyük hatalar değil tanrıya şükür:) ufak tefek, ama hatırlayınca pişmanlık çektiren cinsten. bunların bazısı doğrudan, katıksız kendi hatam; bazansa bana karşı yapılan bir hataya aşırı tepki vererek yapılmış hatalar. ama öyle de böyle de hata işte.

ancak dünyayı gezip gördükçe bazı olgulara hayranlığım artıyor; yaptığı hataları samimiyetle ve tüm sorumluluğuyla taşımaya çalışan, çabalayan kişileri ve toplumları gördükçe, kendimi de dönüştürme vaktimin geldiğini farkediyorum.

yaşadığımız her tatsızlığa sayısız bahaneler yaratarak suçu dünyaya atabiliriz ya da her ne kadar etrafımız sorumlu gibi de gözükse, kendimize yoktan bile olsa bir sorumluluk yaratabilir ve sebep olduğumuz tatsızlıktan kendimize bir ders çıkarabiliriz.

geri dönüp her hatamızı düzeltmeye, her kırdığımız gönlü onarmaya da çalışmak lazım ama bazı durumlarda bu mümkün olmayabilir. ancak en azından dünyadan özür dileyip kendi kendimizi affetmek, ilerisi için daha yapıcı biri olamaya çalışmak ve tabi her mümkün olduğu durumda da eskiden kırdığımız bir ufak parçayı yerine koymak, yapabileceklerimiz arasında. bi de kendi kendimizi affetmek zorunda kaldığımız durumlarda dünyanın da bizi affedeceğini ummalıyız:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder