hayat insanın karşısına pek çok kişi ve pek çok kişiyle beraber
onların tüm hikayelerini de getiriyor.
sanki bir kitap gibi okuyoruz, ve su gibi içiyor
sonra da özümseyip sonuçlara varıyoruz.
üzerine biraz düşünmek istediğim bir konuda başarma hırsı.
çoğumuzun hayatta çeşitli hayalleri vardır, bunların bazıları ulaşılabilir
bazılarıysa ütopik hayallerdir. hayaller aslında her sabah yataktan kalkıp
evden çıkmamızın ve her ne yapıyorsak onu yapıyor olmamınız en kuvvetli
itici gücüdür. bazı yaptıklarımız hayallerimize doğrudan ulaşmak için kazanımlar
sağlamaya, bazılarıysa hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz dolaylı araçları
elde etmeye hizmet eder.
kimi hayallerimiz ulaşılması pek güç ve uzun süreçte gerçekleşebilecek hayaller olmasına rağmen biz kendimizi onu elde etmemiz gerekenden daha çabuk elde edebileceğimize inandırır veya belki de elde edemeyeceğimiz birşey olmadığına bile inanırız. ve hayatla beraber akmayı aşıp hayatı itmeye çalışırız. işte bu hırsın karanlık yüzü diye isimlendirdiğim şey.
hırs, aynı dürtünün belli bir eşiğin altında olumlu enerji olduğu, ama ulaşamamız güç olan hedefleri zorlamaya dair arttığı zaman, olumsuz yıkıcı bir enerji haline gelmekte. her türlü olumsuz enerjinin hem bize hem etrafımıza da tabiki olumsuz etkisi olacaktır.
bence yapıcı hırs ise beraberinde hedefe ulaşamamayı da kabullenmeyi gerektirir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder